Sırtı yere gelen pehlivan güreşe doymaz

Mustafa TUNÇ

Bizde bir atasözü vardır; "Yenilen pehlivan güreşe doymaz" biz de dedikleri sırtı yere gelen pehlivan güreşe doymaz. İkisi de aynı yere çıkıyor çünkü sırtı yere gelmeyince yenilmez ki... Sırtı yere gelerek göbeği gökyüzündeki ayı görecek o zaman yenildiğini bilecek.

Günümüz siyasetinde de vurgu yapmış atasözüdür. Kimisi 25 yıl kimisi 20 yıl kimisi 10 yıl oda başkanlıkları yaptılar. Bazıları koltuklarındayken öbür dünyaya göçtü gitti bazıları da sırtları yere geldiği için koltuğu mecburen bıraktı gitti içlerinde bazıları var ki delegelerine bir dönem daha verin önümüzdeki dönem ben aday değilim diye diye iki dönemi bitirdi. Seçimde yine bir dönem daha istedi ama karşısındaki aday kolay lokma değildi vizyon sahibi iş insanı büyükbaş hayvan çiftliği sahibi sözünün eri, mert, dürüst bir aday olunca bir dönem sözleri geçerli olmadı bir paça kazık da kendini yerde bulup göbeği ayı gördü.

Ama kendi delegesi ile yıkılmak çok ağırına gitmiş olacak ki acaba recapa diyerek kısık seslerle derinden derinden çalışmalara başlaması yadırganacak bir durum değil asıl yadırganacak durum muhalefet sözlerini yaverine söyletmesi. Danışmanı veya basın sözcüsü ifade etse etik olurdu yaveri olması etik kurallara aykırıdır. Bu mağlup pehlivanımızın kendi genel başkanını yanıltma çabası içine girmesi siyasette ne kadar acemi olduğunun göstergesidir. Siyasette başkasının bileğine değil kendi bileğine güveneceksin aklıma gelmişken yine bir atasözü söyleyeyim; "Elinkini görmeyen kendi direğini mertek zannedermiş" bu tür siyasette Milas'ta böyle gelmiş böyle gidiyor. Bu tür siyasetin ne aldıran var ne de kaldıran var. Kaldırmak isteyenler de hep duvara tosluyorlar.

Gerek kongre ile gerekse seçimle gelmiş siyasetçiler koltuğa yapışıp kalıyorlar. Kalkmak onlara zor ve zul geliyor. Yaşları kemale eren bu tür siyasetçilerin bir tek yapacağı iş var gençlerin önünü açmak gençlere yol göstermeleri ve abilik yapmaları gerekir sağda solda mahalle dedikodusu yapmak bir siyasetçiye yakışmaz.

Bu yazdıklarım muhtarlık seçiminde de aynı,belediye başkanlığı seçimlerinde de, oda moda seçimlerinde de aynıdır. Çünkü bunların yapıları bunlara müsait.

2004'ten bu tarafa kimler geldi kimler geçti. STK'lıların içinde tek takdir ettiğim devrik Başkan Sayın Ali Zenger’dir. Devrildi hemen işinin başına geçerek kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmamıştır. Yerine geçen başkanın da aleyhine konuşmamıştır tekrar adaylığı da düşünmemiştir. Bakıyorum bazı devrik başkanlar ağır ağır harekete geçmeye başladılar ama bazıları belden aşağı vuruyor veya vurduruyor. Bunun da nedeni kendinde medeni cesaret olmadığının bir göstergesi var belden aşağı birilerine güvenerek vurmak karakter zayıflığından kaynaklanmaktadır. Sözde abilik yapacaktı. Bunların hepsi lafta kalmakta. Yine bir atasözü aklıma geldi; "Ağır ol da Molla desinler"

Bir şey bilmiyorsan sus adam sansınlar. Biliyorsan konuş Arif sansınlar.

Çalışan insanların bir koltuk hevesi uğruna yollarını kesmeyin. Ağızlarınızdan çıkacak kelimelere dikkat edin dil yarası ağırdır. Atılan ok geri dönmez. Yaşı kemale ermiş kişilerin bu tarz davranışlar içine girmesi hiç de hoş karşılanmaz Milas halkından rağbet görmez.