Her konuda olduğu gibi eğitim konusunda da belediyelerimiz de büyük görev düşmektedir. Genç neslin zulmünden Kurtarmak mevcut kalitesiz eğitim kılmamak meslek ve iş sahibi yapmak konularında da aktif davranmaları gerekmektedir.
Nüfusumuz, milli gelirimiz, üretimimiz, ihracaatımız artmaktadır. Ekonomik ve sosyal yapımız gelişmektedir. Tek gerileyen faktör eğitim düzeyimizdir.
Üniversitelere giren öğrenci sayısı son yıllarda atmamakta azalmaktadır. Mesela İstanbul Ankara Uludağ üniversitelerinde kontenjanlar azalmaktadır.
Lise mezunlarının ancak %5’i 4 yıllık bir eğitim programına girebilmektedir.
Üniversiteler ve YÖK’ün vurdum duymaz tavırları devamlı iktidar ile kavga eden davranışları kendilerini herkesin ve her şeyin üzerine gören fikir yapıları ile tam anlamıyla çağ dışı kalmışlardır. Eğitimde ülkenin ihtiyaçlarını öğrencilerin tercihini nazara almamaktadır lar ihtiyacı uygun bir akademik kadro oluşturmak gibi bir gayretleri Bu yüzden kontenjanları ellerindeki öğretim üyelerinin sayısına ve niteliğine göre tayin etmektedirler.
Neticede hiçbir öğrencinin kayıt yaptırmadığı meslek yüksekokulları tercih edilmeyen basın-yayın Jeoloji Mühendisliği ziraat mühendisliği ve benzeri sahalara yüzbinlerce kontenjan verilmektedir.
Üniversitelerin bilgi üretmek kaliteli eğitim vermek gibi bir gayreti yoktur. Tam anlamı ile tüketici konumundadırlar. Yüksek Öğrenim ile ilgili bir sürü bürokratik formalite yapmak için kurulmuş devlet daireleri haline gelmişlerdir. Yetersizlik ve kalitesizlikle öğretmek devamlı kavga vesilesi aramakta politika yapmakta sokakları işgal etmekle darbe teşvikçiliğini mutad hale getirmekte laiklik ve benzeri kavramları istismar etmektedirler. Halktan kopmuşlardır kendilerine halkın ve seçtiklerinin üzerinde görmektedirler. Dünya sıralamasında nal toplamalarının sorumluluğunu başkalarına yüklemeye çalışmaktadırlar.
Halbuki büyük ülke olmanın tek yolu eğitimde yüksek hedeflerin tespit edilmesinden ve başarı sağlanmasından geçmektedir.
YÖK’ün ve rektörlerin böyle bir hedefi niyeti ve gayreti yoktur. Belli ki belirli bir süre olmayacaktır da. Şu hâlde görev mahalli yönetimlere düşmektedir. Bu makus talihi geri çevirmek onların elindedir. Şu hâlde;
1- Belediyeler, Özel İdareler, sivil toplum kuruluşları, mahallin önde gelenleriyle birlikte Kent Üniversitesi kurmalıdırlar. AK Parti hükümeti de bu kolaylaştıracak destekleyecek engelleri kaldıracak düzenlemeleri hemen yapmalıdır.
2- Geçmiş dönemlerde kurulmuş Sümerbank Teka TZDK ve benzeri kitlere ait Fabrikalar şehirlerin merkezinde kalmıştır. Çoğunda üretim durmuştur. Bütün bunlar üniversite sağlık ve diğer eğitim tesisi belediyelere devredilmelidir.
3- Belediyeler çok az bir harcama ile buraları Eğitim ve Sağlık tesisi haline getirebilirler. Onbinlerce evladımıza eğitim imkanı bilirler. Böylece çok sayıda evladımızın geleceği kurtulmuş olur. Ailelerin ızdırabı biter. Üniversite şehrin ekonomisine güçlendirir. 7-8 öğrencinin okuduğu bir üniversite şehre yılda minimum 45 50 milyon dolar katkı sağlayabilir. Bu arada istihdamı da genişletir. Ayrıca şehrin ekonomik yapısı Esas alınmış ihtiyaçlara göre davranmış işe gerek duyulan vasıflı elemanlar da sağlanmış olur.
Üniversiteler ekonomik ve kültürel zenginliklerin kaynağı olmalıdır. Türkiye’yi geliştirecek Çağdaş düzeye ulaştıracak 2 lokomotif vardır. Mahalli İdare eder ve özel sektör.
Sevgili Başkan kardeşlerimi bu konuda düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyorum.
Hiç korkmasınlar mutlaka başarılı olacaklardır. Profesyonel kadrolar her şeyin üstesinden geleceklerdir kaldı ki niyeti hayırlı olanın, akıbeti de hayırlı olur.
GENEL
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.