İyi niyeti suiistimal etmek isteyenler kendi niyetlerinde boğuldular

Mustafa TUNÇ

Toplumun birçoğu iyi niyeti suiistimal etmeyi kendilerine alışkanlık haline getirmişler. Siyasilerin çoğunluğu buna dâhil. Üç beş lira parası olanlar karşısındakini kendinden zayıf görünce ezmeye çalışıyorlar. Buldukları üç kuruş para ya dededen babadan mülk olarak ya da nakit olarak kalmıştır.

Bunlar şayet yoksa ya siyasete sırtına dayamıştır ya da kara para ile uğraşmaktadır. Ama garibanı ezmekten geri kalmaz. Zenginin de garibanın da kabrinin kara toprak olduğunu akıllarına getirmezler.

Siyasiler ise insan kullanmayı çok severler. Çoğu iki yüzlüdür. İşleri güçleri tavşana kaç tazıya tut demek. Buna bizim gibi medyacılar dahildir.

Makamından indiremediği bürokratı harcamak için en kestirme yol medyacılardır. Bir iki kelime bilgi aktarırlar arkasından “Vur gitsin, sağlam vur ki yerinden oynasın” derler.  Haber çıkınca kendisini arayan bürokrata; “Sen rahat ol Ben gereğini yaparım telefon açar konuşurum üzerine gelemez sustururum” derler. Bu sözlerin duyulmayacağını zannederler. Her şeyi bir yemek, bir tostla hallettiğini düşünürler.

İnsanların iyi niyetine ayakları altına aldığını zannederler. Ama bu niyetleri içinde boğulup giderler. Kendilerini sütten çıkmış ak kaşık zanneden bu siyasiler beş yılda bir inzivaya çekilirler. İkinci bir şansı alamazlar.

Bizde bir atasözü vardır “İnsan sözüyle hayvan yuları ile tutulur” derler. Bu siyasiler insanın ağzına bir adet zeytin çekirdeği verirler, k..çına çuval tutarlar. Kırk yıl sırtına bindir, bir gün indir söylemediklerini bırakmazlar. Hep lehlerine yazdın mı senden iyi kimse olmaz ama bu bizden diye seni adam yerine koymazlar. Bir defa aleyhlerine haber yap soluğu adliyede alırlar siyasi baskılarını kullanarak içeri attırmak için ellerinden geleni yaparlar.

Şunu hiçbir zaman düşünmezler kolluk kuvvetiyle gidenin geri geldiğini, imamla gidenin geri gelmediğini. Biz içeri girsek de geri geliriz. Bizim yatağımız yorganımız her zaman orada durur. Biz cezayı yatarız ama sizler yatamazsınız. Her şeyin kılıfını bulursunuz. Sizlerin bir eli yağ da bir eli baldadır.  Yandaş ve yardakçılarınız da aynıdır. Koltuğu kaptırmamak için her şeyin mubah olduğunu zannedersiniz. Bu tür siyasiler şunu iyi bilsinler ki bizleri kendi hırslarına alet edemeyecekler. Edeceklerini de zannetmiyorum çünkü kendi niyetleri içinde boğulmaktalar.

Bir kişi arasında hâl hatır sorsun diye telefonlarına bakacaklar. Çünkü eskiden telefonları susmazdı işine gelene cevap verir işlerine gelmeyenlere cevap vermezlerdi. Ne garip bir girdabın içindeyiz. Kimimiz topaç olmuş, kimimiz dönme dolap.

Burada Ömer Hayyam'ın bir dörtlüğü aklıma geldi;

Bir elinde içki şişesi

Bir elinde Kur'an

Şu fani dünyada

Ne tam kafiriz ne de Müslüman

Suçsuz bürokratla uğraşanın her zaman karşısındayım.  Niyetiniz de boğulun. İyi niyetimizi de suiistimal etmeyin.