23 Kasım 2024 Cumartesi
Mustafa TUNÇ
Sayın Aydın Bey’in hakkında seçimden önce bir makale yazmıştım. Bu makalemde kendisini uyarmış ve yol göstermiştim. Yazdığım makalemdeki sonuçların hepsi çıktı ve seçim kaybedildi. Bizim Muğla’da bir söz vardır; “Perşembe’nin gelişi çarşambadan bellidir.” Sayın Aydın Ayaydın’ın seçimi kaybedeceği gelişinden belliydi.
Sayın Ayaydın aday olarak atanmasından sonra Muğla’ya gelip ilk ayak bastığı yer Milas Bodrum Havalimanı idi. Kendisini karşılamaya giden şakşakçılar alkışlar eşliğinde karşıladılar. Bu karşılama törenleri defalarca tekrarlandı. Bunu gören ombudsman, savaş kazanmış da düşmanları var gibi koruma ordusu ile şehre girmesi bile bu seçimin kaybedileceğinin işaretiydi. Çünkü geçmiş dönemlerde ülkemizi yöneten başbakanların ve cumhurbaşkanlarının bu kadar koruması yoktu.
Aday ombudsmanın korumalarını geçmek ne mümkün, il ve ilçe başkanları yanına yaklaşmakta zorluk çektiler. Uçaktan indiğinde zafer kazanmış komutan edasıyla yürüyen namzetin yürüyüşü bile büyük dağları ben yarattım edası ile yürüyor. Milas İlçe Başkanı Sayın Emin Çelik’in de yürüyüşü aynı… Bu nedenle Milas halkı ile bir türlü sıcak ilişkiler kuramadı. Vatandaşın hep tepkisini aldığı seçim sonucu malum…
Sayın büyükşehir namzedi de aynı… Bu nedenle Muğla halkı sevemedi, kendisine ısınamadı. Mitinglerine gidenler, teşkilatların bastırması ile bazı meteori yaptırımlar ile yeniçeri askeri gibi devşirmeler gitti. Onlar da koyunun kaval dinlediği gibi dinleyip geldiler. Bu durum Muğla’daki sandıklara böyle yansıdı. Bizim namzet adayının gelelim hatalarının önemli olanlarına;
1- İlk gelişine koruma ordusu ile gelmesi.
2- İl-İlçe teşkilatlarını hiçe sayarak ezmeye kalkması.
3- Vatandaşa tepeden bakması, halk ile sıcak temas kuramaması, vatandaşa itici gelmesi.
4- “Ali kıran baş kesenlik” yapması. Sanki 12 Eylül darbesi olmuş gibi.
5- Muğla milletvekillerine bile ikinci sınıf muamele yapması.
6- Kapanmaya yüz tutmuş Akbelen olayını yeniden kaşıyıp ikilem yaratması.
7- Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından aday gösterilmeyen, Sayın Cumhurbaşkanımızın isminin dahi zikredilmesini istemediği, hakkında birçok şaibeler olan dönemin Muğla Tarım Orman İl Müdürü’nü hep yanında taşıması, daha sonra Barış Saylak’ın aynı yerine il müdürü olmasını sağlaması.
8- Muğla ve ilçelerindeki yerel basını yok sayarak muhatap olmaması. Sadece ulusal yayın yapan bir TV kanalına çıkması ve o kanalın müdavimi gibi Muğla halkının algılanması.
9- Bazısı teşkilatlardaki ilçe başkanları ve belediye başkan namzetleri ile ayrılık çanlarının çalması.
10- Köyleri ziyaretten mahrum bırakması, gariban köylünün sofrasına oturup da bir yemek yememesi.
11- Garipgureba, fakir fukaraya ziyaret etmemesi gönlünü almaması.
12- Yetim ve öksüzlere sahip çıkmaması bir yetim başı okşamaması.
13- Geçmiş dönemlerde çocuksuz başbakanların hiçbir çocuğu kucağına alıp sevmediği gibi, yolda yolakta otobüste durakta evinin önünde oynayan çocukları sevindirmemiştir.
14- Ziyaret ettiği ilçelerdeki gerek büyük gerekse çocuk rehabilitasyon merkezlerini ziyaret etmemiştir.
15- Gittiği yerde öncelikle STK’lı başkanları ziyaret etmiştir. Bu başkanlar ne kazandıracaksa…
16- İlçe teşkilatının desteklenmesini sağlayamamıştır. “Nalıncı keseri” gibi varsa yoksa ben demiştir.
Bu nedenle seçimde elden sabun köpüğü gibi uçup gitmiştir. CHP adayı Sayın Ahmet Aras Bey’e büyükşehir başkanlığını elleri ile hediye etmiştir. Sayın Aras Başkan da seçim kutlamalarında ‘Sepetçioğlu’ oyununu oynayarak bizim ombudsmana gereken cevabı vermiştir.
Sayın Ahmet Aras’tan bahsetmişken şu ifadeyi de kullanmadan geçemeyeceğim; Ben çok şehir gezdim, birçok etkinlik ve düğünlere katıldım. Ahmet Aras Bey gibi ‘Sepetçioğlu’ oyununu bu kadar güzel oynayanını görmedim. Çok harika oynadı. Bu kadar enerjisi ve performansı olan birisine görmedim çünkü “Sepetçioğlu” oyunu zor bir oyundur. İnsanı çok yorar. Sayın Aras Başkanı çok güzel oynadığı oyundan ve seçimi ombudsmana karşı açık ara farklı aldığı için alkışlıyor kutluyorum. Sezar’ın hakkını Sezar’a vereceksin derler ve bükemediğin bileği de öpeceksin…
Ben size daha önce yazdığım sözde şöyle demiştim; “Muğla ve Milas çukurundan çıkması zordur. Bu çukurlardan ancak Muğlalı biri çıkabilir” ve dediğime en son geldiniz. Siz Muğla ve Milas çukurundan çıkamazsınız çünkü sahanın yabancısısınız. Örf ve adetini, lehçesini bilemezsiniz. Biz burada ‘haranı’ deriz; siz tencere dersiniz… Biz ‘Dığan’ deriz; siz tava dersiniz, biz ‘Çanak’ deriz; siz tabak dersiniz. Biz ‘Napcengari bizim oğlan’ deriz; siz ‘Gardaş durum nasıl’ dersiniz. Siz ‘İbrik’ dersiniz biz ‘Irbık” deriz. İşte bunları bilmediğiniz için Muğla ve Milas çukurundan çıkamadınız!..
Sayın ombudsman, seçim bitti kaybettiniz arkanızda bir enkaz bırakıp gittiniz. Bir daha gelseniz bile yerli turist olarak gelirsiniz. Arkanızda bıraktığınız bu enkazı kim temizleyecek? Tabii ki il ve ilçe başkanları… Onlar da kendi başlarının dertlerine düştüler, görevden alınacağız korkusu sardı. Senin bıraktığın enkaz ile ortalığı kötü bir koku sardı.
7 tane belediye başkanlığı vardı 2 tane kaldı… Bunlar da kıymetli başkanlar olduğu için seçildiler. İktidarın nimetlerini halka yansıtamayan Tokgöz bile gitti. Siz gitmişsiniz çok mu?
Sayın il başkanı… Geldik zurnanın zırt dediği yere… İlçe başkan ve yönetimleri bavullarını toplamışlar teskere alacak günü bekliyorlar. Sizin de teskere alma zamanınız geldi. Siz de bavulunuzu hazırladınız mı?
Milas İlçe Teşkilatı’nda yaprak dökümü başladı. Ama burunlarından kıl aldırmamak için çabalıyorlar. Kerpiç bir duvara dayanmışlar bekliyorlar. Zannederim diğer ilçelerde aynı.
Sayın il başkanı ve sayın ombudsman şunu ifade etmeden son noktayı koymayacağım;
Milas Belediye Başkan Adayı Sayın Rüştü Yiğitkaya ombudsmandan 3 binoy fazla almıştır. Sayın Yiğitkaya’nın seçimlere 25 gün kala adaylığı gelmiştir. Takdir ederseniz ki Milas’ın 146 Mahallesi var. Bu mahallelerin 116’sı eskiden köydü. Bu 116 köyün arasındaki mesafeler bazısında 3-5 kilometre çoğunluğunda 100 kilometreden az değil. 25 günde bu köyleri dolaşmak her babayiğidin harcı değil. Aynı zamanda bu köyler seçim boyunca ikişer defa dolaşılmalı. Tabii 25 günde dolaşabilirsen… Şehir içi mahallelerini unutmayalım.
Muğla bölgesinde AK Parti’nin izlediği seçim stratejisi baştan sona yanlış. Bu yanlışa kim ve kimler sevk ettiyse hesaplarını versinler, saygılarımla…