23 Kasım 2024 Cumartesi
Mustafa TUNÇ
Kıymetli okurlarım zaman ilerledikçe Milas’ta siyasetin dozu artmaya, ortalık şenlenmeye başladı. Ortalık şenlenirken hakarete varan sözleri de bazı duayen siyasetçilerden duymaya başladık.
Geçtiğimiz sayımızın 3. sayfa ‘Beğenmeyen Okumasın’ köşesinde bazı konuları ele alıp bazı siyasileri eleştirmiştim. Eleştirip doğru yönde doğru zamanda doğruları açıklayan bir eleştiriydi.
Bu eleştirime okuyan, bir dönemler Güllük’te Belediye Başkanlığı yapan bir devre milletvekili olan Mehmet Yavuz Demir çok celallenmiş olacak ki daha önce de yaptığı gibi WhatsApp’tan tarafıma bir mesaj atmış. Mesajı noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum: “Seninle röportaj yaptığımı sanmıyorum. Sen benim adıma yorum ve değerlendirme yapma hakkını nereden buldun? Sana bir ağabey tavsiyesi ileride yüzüme bakamayacağın işlere soyunma adayın kimse onu açıkça belirt seni dikkate alırlar sakın beni bu anlamsız polemiklere sokma senin çevrendeki arsızlarla beni karıştırma” demiş.
Sayın Yavuz Bey belediye başkanlığı yaptığın dönemlerde hep arkanda durdum en güçlü desteği verdim. İmtiyaz usulü ile Güllük’e suyu getirdin. Güllük halkının tepkisine maruz kaldın. Güllük halkı ÇED toplantısında ayaklandı. Parkı alelacele terk ettiniz. O hafta yaptığım haberle halkı sakinleştirdik. 8 yıllık Belediye Başkanlığı döneminde yeri geldi çok konuları kapattık.
O dönemlerde abi kardeş gibiydik arada yaptığım eleştirilere bile ses çıkarmaz, bazı zamanlar istişare ederdik. Daha sonra seçim kaybolduğunda bile dostluğumuz devam etti. Ne zaman milletvekili adayı oldun yanına danışmanları aldın benimle işin bitmişti. Bizi ikinci sınıf vatandaş yerine koydun koymaya da halen devam ediyorsun. Kimleri nereye nasıl yerleştirdiğini biliyorum. Milletvekili iken hakkında haber yaptığımda devletin yetkili organlarını siyasi gücünle harekete geçirip bir beni astırmadığın kaldı. Bana yapılan bu durumları gördüğümde kendi hukuk tecrübemle yasal haklarımı kullanarak bertaraf ettim. Ama ne yazık ki duruşma gününe kadar haftada 3 gün imza olayına gücüm yetmedi. Ta ki dosya Milas 2. ACM gelinceye kadar. Dosya buraya geldiğinde Türkiye Cumhuriyeti tarafsız hakimi bu haksızlığı görerek imza işine son verdirdi.
Sayın Mehmet Yavuz Demir ben seni 2004 yılından beri hep sırtımda taşıdım. Gerek makalelerimle gerek haberlerimle hep destekledim. Ama bir defa eleştirdim milletvekilliği makamını kullanarak başıma bir kabak suyu dökmediğin kaldı. Yani yıllarca sırtında gezdir bir defa eleştir dostluk ortaya çıkıyor.
Sayın Demir yazacak çok şey var ama o da meslek sırrı olarak bende kalsın eski günlerin hatırına.
Sayın Demir gelelim WhatsApp’tan tarafıma yazdığım mesaja. Öncelikle şunu belirteyim ki makalemde sizinle röportaj yaptığım şeklinde bir içerik geçmiyor. Ayrıca sizin hakkınızda yorum ve değerlendirme hakkına sahip değilmişim. Ben takdir edersiniz ki gazeteciyim. Gazetenin de genel yayın yönetmeliyim. Eleştiri yapmak, her vatandaşın hakkı olduğu gibi kamuyu aydınlatma açısından benim de en doğal hakkım. Milas halkı sizin hakkınızda o kadar çok eleştiri yapıyor ki bunları duysanız Milas’ın M’sini kafanızdan geçirmezsiniz. Önce muhtarlar yönünden kendinizi dolayı yoldan sorgulayın gerçeği anlarsınız.
Sayın Demir, “Adayın kimse açıkça belirt” demişsin. Ben AK Parti Genel Merkezi ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı değilim aday açıklayacak. “Sakın beni bu anlamsız polemiklere sokma” demişsin.
Ben de şunu açıkça belirteyim ki siz zaten bu tür polemiklerin 5 yıldır içindesiniz. Çünkü siyasetçisiniz.
Sayın Demir bu yazı hiç hoş değil sizin gibi eski milletvekiline yakıştıramadım. Bu kelimenizde hem hakaret hem de insanları küçük görme var.
İfadenizi aynen geçiyorum: “Senin çevrendeki arsızlarla beni karıştırma” demişsin.
Benim çevremde o kadar çok insan, dost, arkadaş, siyasetçi, bürokrat var ki, bunların arsız olanını görmedim.
Sayın cumhurbaşkanımızı, genel başkan yardımcılarını çok severim ve çevrelerinde olmaktan gurur, onur duymaktayım. Sizin ifadenizle aynı kategoriye mi giriyorlar?
“Mecliste Arif ol kelamı dinle, el iki söylerse sen birini söyle” sözü çok şeyi anlatıyor.
Kıymetli okurlarım önümüzdeki günlerde sizlere epey bilgi aktaracağım. Epey muhabbet edeceğiz. Hoşçakalın, dostça kalın… Yaratılanı yaratandan ötürü seviyorum…